Dikkatlilik
Sorunu sor hemen cevaplansın.
dikkatlilik teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- circumspection
- deliberateness
- sleeplessness
- carefulness
- precision
- mindfulness
- attentiveness
- studiousness
- cautiousness
- thorough
- dikkat
- care
You should be careful in choosing friends.
-Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
-Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- dikkat
- attention
By lack of attention, she hit the post with her car.
-Dikkatsizlikten,arabasıyla direğe çarptı.
You should pay more attention to your own safety.
-Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.
- dikkat
- caution
Everything should be done with the greatest caution.
-Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.
We should proceed with great caution.
-Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.
- dikkat
- attention, caution; care, carefulness, heed, assiduity, regard; Look out!, Watch out!, Be careful!, Attention!
- dikkat
- discretion
- dikkat
- warning
Tom failed to heed warning signs.
-Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Tom was mindful of my warning.
-Tom uyarıma dikkat etti.
- dikkat
- (Hukuk) consideration
I have taken everything into consideration.
-Her şeyi dikkate aldım.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
-Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
- dikkat
- regard
He came regardless of my instructions.
-Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
-Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
- dikkat
- beware of
Beware of pickpockets here.
-Burada yankesicilere dikkat edin.
Beware of falling rocks!
-Düşen kayalara dikkat edin!
- dikkat
- be careful!
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
-Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
-Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
- dikkat
- cate
- dikkat
- circumspection
- dikkat
- fetish
- dikkat
- (Bilgisayar) careful
I'm the type who likes to think things over very carefully.
-Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
He seldom gets sick because he is careful about his health.
-Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
- dikkat
- diligence
- dikkat
- (Bilgisayar) look out
Look out for the wild dog!
-Vahşi köpeğe dikkat edin!
Look out! There's a truck coming!
-Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
- dikkat
- mind
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
-Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
While driving, mind the potholes.
-Araba sürerken, çukurlara dikkat et.
- dikkat
- nota bene
- dikkat
- {i} notice
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
-Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
I hope my mistake will escape his notice.
-Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
- dikkat
- heed
Tom failed to heed warning signs.
-Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Take heed of her advice.
-Onun tavsiyesine dikkat et.
- dikkat
- carefulness
- dikkat
- intentness
- dikkat
- {i} attentiveness
Do your work with more attentiveness.
-Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
- dikkat
- solicitude
- dikkat
- count
At last, they began to count down cautiously.
-Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
-Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
- dikkat
- in attention
- dikkat
- taking care of
- dikkat
- considerations
- dikkat
- remark
The recent advances in medicine are remarkable.
-Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
-Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
- dikkat
- careful attention
- dikkat
- Beware!
Let the buyer beware.
-Alıcı dikkatli olsun.
Beware of the cockerel. It bites.
-Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
- dikkat
- {i} cautiousness
- dikkat
- Notice!
Notice how the player uses his elbows.
-Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
-Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
- dikkat
- rigor
- dikkat
- ware
- dikkat
- cognizance
- dikkat
- shun
- dikkat
- fore
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
-Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
The forest fire occurred through carelessness.
-Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
- dikkat
- note
Please take note of that.
-Lütfen ona dikkat et.
Kate took careful notes on the history lecture.
-Kate tarih dersinde dikkatle not tuttu.
- dikkat
- watch out
Watch out for pickpockets.
-Yankesicilere dikkat edin.
Watch out mom, these are coming your way!
-Dikkatli olun anne, onlar size doğru geliyor.
- dikkat
- ear(1)
- dikkat
- {i} watchfulness
- dikkat
- Be careful!/ Look out!
- dikkat
- application
- dikkat
- beware
Beware of the cockerel. It bites.
-Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
Beware of pickpockets.
-Yankesicilere dikkat edin.
- dikkat
- studious
- dikkat
- cave
İlgili Terimler
dikkatlilik teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Dikkat
- (Osmanlı Dönemi) ÇÜ
- Dikkat
- (Osmanlı Dönemi) SAAL
- DİKKAT
- (Osmanlı Dönemi) İncelik, dakik oluş. Ehemmiyet ve kıymet verme
- dikkat
- Dikkat ediniz! anlamında bir uyarma sözü
- dikkat
- Dikkat ediniz!
- dikkat
- İlgi, özen
- dikkat
- Bilinç etkinliğinin belli bir nesne üzerinde yoğunlaşması
- dikkat
- Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık: "Dikkatle bakınca güvertedeki insanların gidip gelişini kolaylıkla seçebiliyor."- Y. K. Karaosmanoğlu. İlgi, özen
- dikkat
- Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.